Gez Keyfim Gez © 2024

Türkülerin ilham kaynağı; Kaçkarlar.


 

 
“PHOTOSENSIA Fotoğraf Topluluğu” olarak istisnasız her yıl rotalarımız arasına dahil ettiğimiz Kaçkar Dağları Milli Parkı, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Rize ilinin iki sembolünden biri, diğeri elbette çay:) Bol yağış alan bir bölge olması sebebiyle oldukça zengin bir bitki örtüsüne sahip. Bu yüzden sürekli sel baskını ve heyelan tehlikesi ile yüz yüze kalıyor. Milli parkın büyük bölümü Çamlıhemşin ilçesinde yer alıyor, diğer bölümleri ise Erzurum ve Artvin’e kadar uzanıyor. Hemen hemen her tür spor ve hobi aktivitesine elverişli olması, burayı turizm açısından cazip kılıyor.
 

 
Kaçkar Dağları’nda 100 adet buzul gölün varlığından ve 40 kadar kırsal yerleşim, yani yayla alanlarından sözediliyor. Bunlardan Ayder Yaylası çok fazla turist çekse ve onca konaklama tesisi ile doğal görünümünü kaybetmeye başlasa da, Türkiye’nin en eski kaplıcalarına sahipmiş. Karadeniz deyince akla gelen ilk şey yaylalar oluyor kuşkusuz. Şehirli insanların uzun süre dayanabilecekleri yaşam koşullarını sunmasa da, tatil alternatifi olarak birkaç gün yaylada geçirmek, yenilenmek için birebir. Kaçkar Dağları Milli Parkı birçok yayla alternatifi sunuyor; Anzer, Ovit, Pokut, Sal, Hazindağ, Samistal, Elevit, Trovit, Amlakit, Çat, Verçenik, Kavrun, Ambarlı, Gito, Avusor, Hüser, Koçdüzü bilinen yaylalardan sadece birkaçı. Yaylalarda eksik olmayan sisler, bulut denizleri, yağmurlar, gün doğumları, gün batımları ve geceleri bildiğinizden farklı yaşanıyor…
 

 
Tarihin izlerini saklayan yay formundaki taş köprüler, inşa edildikleri dönemlerdeki estetik ve mühendislik anlayışı konusuna ışık tutuyor. Anadolu’da kültürleri buluşturan 1.000’den fazla tarihi köprüden 123’ü Rize’de bulunuyormuş. Çoğunun yaşı 120 civarında. Yay formlu kemer köprülerin şekli ilkçağ dönemlerini yansıtsa da, yapım zamanları genelde 18-19.yüzyılını, yani Osmanlı dönemini işaret ediyor. Yoğun sel sularına karşı en iyi çözümün bu yapı şeklinin olduğunu düşünmüş olmalılar. Kitabesi bulunanlardan “Kulaber Köprüsü”, 1261 tarihli yapımı ile bilinen en eski köprülerden. Bir diğeri ise 1696 yılından beri ayakta duran “Şenyuva (Çinçiva) Köprüsü”.
 

 
Kaçkar Dağları Milli Parkı’nda şehir uğultusunun yerini şelale sesleri alıyor. Debisi en yüksek olanı “Palovit Şelalesi”. Kısa zaman öncesine kadar şelale sadece üstten izlenebiliyordu, ancak yeni yapılan basamaklı köprü ile ziyaretçiler aşağıya inip, yanına kadar gidebiliyor. Bunun dışında Bulut, Gelintülü, Çoponi gibi şelalelerin ihtişamları da göz dolduruyor.
 
Kaçkarların en hırçın ve debisi yüksek deresi Fırtına Deresi. 57km uzunluğundaki dere, çay bahçeleri içerisinden geçerek, üzerine inşa edilen taş köprüleri de kuşanarak, adeta savaşa gider gibi akıyor. Bu hırçınlığını en çok raftingciler seviyor:)
 

 
Tarihi kalıntılar bölgeye zenginlik katarken, kalelerden bazıları günümüze kadar ayakta kalabilmiş. Bunlardan estetik görünümünü kaybetmeyen Zilkale en bilinen kalelerden. 600 yıllık bir geçmişe sahip olduğu yazılı kaynaklarda. Tarihi “İpek Yolu” üzerinde bulunması, değerini daha da arttırıyor. Zamanında yöre kalelerinin ve İspir’e ulaşan Ortaçağ dönemi “Kervan Yolu”nun güvenliğini sağlayan Zilkale, Osmanlı döneminde de kullanılmış.
 

 
Urartu dönemine (M.Ö 765) hatta öncesine kadar götürüyor bizi bu topraklar. M.Ö. 7.yüzyıldan sonra Yunan kolonilerinin buraları yurt edinmeye başlaması ile yüzyıllar süren Laz ve Rum kültür sentezi, yöreye kendine özgü bir nitelik kazandırmış. Fetihlerden sonra 1470 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Türk egemenliği altına alınsa da, 1. Dünya Savaşı’nda (9 Mart 1916) Rusların işgaline uğramış. Şimdiki bağımsızlığına , 2 Mart 1918 yılında kavuşmuş.
 

 
“Horon” yöreden yöreye farklılık gösterse de, Karadeniz insanının vazgeçilmesi, hatta hayatlarının bir parçası. Sergiledikleri figürlerde, denizden tutulmuş balığın hareketlerinden esinlendikleri söyleniyor. Yayla şenliklerinde sıkça görülür. Lirik dörtlüklerden oluşan türkülerinin kafiyeli doğaçlamaları, kulağa oldukça hoş geliyor. Biz gezilerimizde yol boyunca Karadeniz türkülerini dinlemekten büyük keyif alıyoruz:)
 

 
Kaçkar Dağları Milli Parkı’nda keşfe ve görülmeye değer çok yer var, biz şimdilik bu bilgilerle yetinelim. Siz en iyisi turlarımıza katılın ve uzun süre aklınızdan çıkaramayacağınız hikayeler biriktirin :)