Gez Keyfim Gez © 2024

“Şehr-i Fresk”; Garmisch-Partenkirchen


18.yüzyılın Barok yaşam tarzına ışınlanmaya hazır mısınız? Koca bir köyün tabloya dönüştürüldüğü başka bir yer var mıdır bilemiyoruz ama Garmisch-Partenkirchen böyle bir yer. Tarihi yapılarına sadık kalarak, dış cephelerini öykülerle “Lüftlmalerei” denilen bir çeşit fresk yöntemi ile bezemiş, İtalya ve Güney Almanya’da gelişen barok tarzını yıllar önce günümüze taşımışlar. “Lüftl” açık hava anlamını taşıyor, “Malerei” ise resim yapmaktır. İki terim birlikte kullanıldığında “açık havada yapılan resim” gibi bir anlam doğuyor. Fresklerde dini öğelerin ağırlıkta olduğu evlerin köye kattığı güzellik karşısında gerçekten şapka çıkartıyor insan. Bunda Rönesans akımına tepki olarak doğan Barok anlatım tarzının 18. yüzyılda İtalya’da “kilisenin” etkisiyle doğmuş olmasının rolü büyük elbette. Bildiğiniz gibi Rönesans akımı antik Yunan ve Roma sanatına yeniden can vermek için doğmuş, özgürlük adına çığır açmıştı 15-16.yüzyılda. İtalya’da özellikle kilise baskısına bir nevi protest akımı olarak başlayan Rönesans akımı, kilise yönetimini oldukça rahatsız etmiş olmalı ki bir tepki olarak Barok akımı doğmuş 17.yüzyılda. İnsanları etkilemenin yolu olarak o dönemlerde sanat ve özellikle de resim sanatı daha çok kullanılıyordu muhtemelen.


 
Bu fresk yöntemi tarihte 1748 yılında doğmuş ünlü Alman ressamı anımsatıyor; Franz Seraph Zwinck. Zwinck sayesinde bu sanat dalı 19.yüzyıla damgasını vurmuş. İnanılmaz bir hayal gücüyle masalsı öyküler çizmiş ressamlar evlerin iç ve dış cephelerine. Üstelik sadece evlerin değil, otellerin, dükkanların ve çeşitli binaların cephelerinde de bu sanatı görmek mümkün. Sanatçıların ahşabı, taşı ve fresk sanatını birarada sergileme, yani kompozisyon haline dönüştürme yeteneğine hayran kalmamak mümkün değil.
 
Tahminler üzerine yaklaşık 4.000 yıl önce yaşamın başladığı köy, “muhafazakar” algısı yaratıyor ilk bakışta. Asıl tarihi ise Roma İmparatorluğu’nun yükselişi ile başlıyor. 5. ve 6. yüzyıllarda Romalılar burayı terketmeye başlayınca, “Bajuwar” denilen topluluk yerleşmeye başlıyor, yani şimdiki adıyla Bavyera topluluğu. Kilise olgusunun başladığı ve Hıristiyanlığın din olarak yayıldığı en eski yerlerden biri. Bu yüzden evlerin dış yüzeylerinde resmedilen dinsel öğelerin yoğunluğu şaşırtmıyor. O kadar iyi korunmuş ki, bir sokaktan diğerine geçtiğinizde bir romanın sayfasını çeviriyormuş gibi hissediyorsunuz…  
 
Hırçın bir dağ zirvesi; "Zugspitze".


 
Bu bölge günümüzde kış sporlarının yaygın olarak yapıldığı ünlü kayak bölgelerinden aynı zamanda. 60km’lik bir pisti olan kayak bölgesinin yamaçları yılın çoğunda karla kaplı. Uluslararası aktivitelerin gerçekleştiği olimpik kış sporu mekanı. Almanya ile Avusturya’yı birbirine bağlayan Almanya’nın en yüksek tepesi burada bulunuyor ve adına “Zugspitze” diyorlar. Rakım yakl.3000’lerde. Hem Almanya’dan hem de Avusturya’dan gelen ziyaretçileri ve sporcuları ağırlıyor. Avrupalılar insanlara kolaylık olsun diye tabiat alanlarında her tür çözümü düşünüp hayata geçiriyorlar. Haftasonları hava da elverişli ise, ailece spor yapmak gelenek haline gelmiş. Bu zirveye çıkmak için 12km’lik bir teleferik inşa etmişler. Üstelik tepede kocaman bir de sanat galerisi mevcut. Kış sporları bu bölgede 1902 yılından beri yapılıyor. Önceleri Garmisch ve Partenkirchen olarak iki ayrı yönetime sahip olan bölgeler, 1936 yılında gerçekleşecek Kış Olimpiyatları sebebiyle 1935 yılında birleşiyor ve Olimpiyatlar sayesinde tüm dünyada tanınmaya başlıyor. Ne yazık ki 1940 yılı Kış Olimpiyatları 2. Dünya Savaşı nedeniyle hayata geçemiyor. Günümüzde Garmisch-Partenkirchen ve yakın çevresi her yıl yakl. bir milyon turist ağırlıyor.
 
Dağların huzur bulduğu göl; "Eibsee".


 
Bavyera’nın kuşkusuz en berrak, en “zümrüt yeşili” göllerinden biridir Eibsee. Zugspitze’nin eteklerinde pahalı bir mücevher edasıyla parıldayıp duruyor sanki. Yakl. 3700 yıl önce çok büyük buzul parçalarının düşmesi sonucu oluşmuş. Garmisch-Partenkirchen merkezine sadece 9-10km uzaklıkta. Münih’e olan uzaklığı ise 100km ve buradan trenle ulaşmanız mümkün. Bu göle daha yakın olan Garmisch-Partenkirchen, otobüslerle ulaşım hizmeti sunuyor. Uzunluğu 2.40km, genişliği 1.10km ve derinliği yakl. 35m. Üstelik üzerinde 8 adet de adacık barındırıyor. Gölün etrafını 2 saatte (7,5km) dolaşabiliyorsunuz ancak fotoğrafçıysanız bu süre bir hayli uzuyor, çünkü adım başı durup fotoğraf çekiyorsunuz, o derece ihtişamlı. Yürüyüş yolu inanılmaz keyifli. Yorulurum derseniz botlarla da gölde gezinti yapabilirsiniz. Gölü yukarıdan görebilmek için Zugspitze’ye çıkabilirsiniz. Eibsee, ziyaretçi sayısı yaz aylarında nispeten fazla olsa da, yılın her mevsiminde çekiciliğini koruyor.
 
Sazlıkların yurdu; “Kochelsee”.


 
“Kochelsee” gölü Almanya’nın Münih şehrinin 70km güneyinde, Bavyera Alpleri’nin eteklerinde bulunyor. Batıda yakl. 1.300 nüfuslu Schlehdorf ve doğuda Kochel am See beldelerine güzellik katıyor. Göl, güneye bakan kısmı dağlarla örülü iken, kuzeyindeki dağ eteği düzlüklerinde doğal koruma alanı olan Loisach-Kochelsee-Mooren sulak bölgesi ile sınır çiziyor. Göl çevresi yüzme, trekking, balık avlama, kayak, kampçılık, yelkencilik, bisikletçilik gibi aktiviteler için oldukça uygun bir konuma sahip. Garmisch-Partenkirchen’e yakl. yarım saatlik mesafede.
 
Kochel am See bölgesi tarihte derebeyliklere sahne olmuş ve günümüzde bilinen bir tatil yöresine dönüşmüş. Şirin evleriyle tam bir Avrupa köyü. Göl kıyısındaki yaşam, 1.250 yıllık bir tarih saklıyor özünde.
 
Bu balıkçı barınaklarının olduğu fotoğrafı Almanya rotamızı planlarken internette görmüştük. Yerinde aradığımızda önce bulamadık ama ikinci geçişimizde tesadüfen algımıza takıldı. Hem gün batımını hem de gün doğumunu fotoğraflayabildik. Bu fotoğrafları görenler ulaşımın zor olabileceği tahmininde bulunabiliyor, oysa en güzel seyir yerlerine olan ulaşım imkanları gerçekten sınırsız, hiç zorlanmıyorsunuz.
 
Garmisch-Partenkirchen’e ziyaret düşünüyorsanız Kochelsee ve Eibsee’ye uğramadan geri dönmeyin. Özellikle Eibsee’de sabahın erken saatlerinden gün batımına kadar vakit geçirebilirsiniz. Doğa fotoğrafçılığı ile ilgileniyorsanız bu bölge sizin vazgeçilmeziniz olabilir :)

 
HAZIRLAYAN ve DERLEYEN :
Serap Caymaz : https://www.facebook.com/serapc 
Samet Güler : https://www.facebook.com/SametGulerPhotoSensia
 
GEZ KEYFİM GEZ Sosyal Medya
 
PHOTOSENSIA Sosyal Medya