Uslanmaz Prenses „Misurina“.

Birçok turistik bölgeye atfedilen efsaneleri ziyaretçi çekmek için mi kurguluyorlar, yoksa aslı var mıdır bilmiyoruz ama işe yarıyor :) Deniz seviyesinden yüksekliği 1756m olan ve İtalya’da Belluno iline bağlı Auronzo di Cadore beldesinin incisi konumundaki „Lago di Misurina“ nın da ilginç bir hikayesi var. Anlatılanlara göre Kral Sorapiss’in kızı Misurina oldukça uslanmaz bir karaktere sahiptir. Bitmek bilmeyen istekleriyle babasını bezdirmiş olmalı ki, babası çok sevdiği kızının dileğini yerine getirir ama hikayenin hazin sonu da peşini bırakmaz. Misurina bir peri ile karşılaşır ve elinde „düşünce okuyan“ sihirli bir ayna görür. Prenses bu aynaya sahip olmak ister, fakat perinin bir şartı vardır. Peri, Monte Cristallo denilen dağda yaşamaktadır ve çok güzel bir çiçek bahçesine sahiptir. Ancak gölgesi olmayan çiçekleri güneş kurutmakta ve solmalarına sebep olmaktadır. Peri, kralın buna bir çözüm bulmasını ister. Kızını mutlu etmek isteyen kral, perinin şartını kabul eder ve kendini “Sorapiss” denilen dağa dönüştürür. İşte bu dağ, perinin bahçesine gölge yapar ve çiçeklerinin zarar görmesini engeller. Ne yazık ki tam o esnada Misurina hayatını kaybeder. Kral öyle çok gözyaşı döker ki, gözyaşlarından bir göl oluşur… İşte bu göl bugünkü “Misurina Gölü” dür.

Sorapiss, Dolomite dağ grubunda yer alan 3.205m yüksekliğinde bir dağın adıdır ve Misurina gölüne yansır.

İtalya’nın kuzey doğusundaki Dolomite Dağları, Avrupa’nın doğal varlıklarıyla ünlü olan Alpler‘in bir parçası. Outdoor sporlarının aktif olarak yapıldığı Dolomite Dağları, birçok Avrupalı turistin ziyaret ettiği en elverişli rotalardan biri. Bu milli parkın içinde özellikle „Die Drei Zinnen“ denilen „Üç Dağ Zirvesi“ oldukça meşhur. Bu üçüzlerden en yükseği 2999, batıdaki 2973 ve küçük olanı 2857m yüksekliğinde. Bu dağlara çıkmadan önce konaklayabileceğiniz ve gölde muhteşem dağ yansımaları fotoğraflayabileceğiniz bir mekandır Misurina Gölü. Misurina Dolomitler’e çok yakın. Venedik’e de yaklaşık 120km uzaklıkta sadece. Nefes darlığı çeken veya astımı olan ziyaretçiler için özellikle öneriliyor bu bölgenin havası. Gölün etrafı yeterli miktarda otel ve pansiyonla çevrili.

Misurina Gölü’nü geçip, Dolomite Dağları’na doğru yol alıp, dağ eteklerine vardığınızda, 1881 yılından kalma bir binaya rastlıyorsunuz. Bina, 1915 yılında İtalya’nın Avusturya’ya açtığı savaşta zarar görmüş. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra 1933 yılına kadar buraya pek çıkan olmamış. 1933 yılından sonra dağ tırmanış aktiviteleri yeniden başlamış. Bina, konuklarına hem konaklama hem de restoran hizmeti sunuyor. Bu dağlara çıkan tüm savaş yolları günümüzde turistik amaçlı yollara „evrilmiş“ durumda :) „Üç Dağ Zirvesi“ eteklerine, araçla bile ulaşılabiliyor eğer karlı mevsimde gitmiyorsanız.

Yöre, kışın kayakçılar için, yazın yürüyüş severler, bisikletçiler, trekkingciler ve fotoğrafçılar için çok cezbedici. Özellikle gün batımı, gün doğumu ve yıldız pozlama tekniği ile çekilen eşsiz fotoğrafları görünce, başınız dönüyor hafiften :)