Döndüğü her köşesinde, kulvarlarının içinden geçiyor insan hayatın. Yükseldikçe yükselen sıçrayışlarında bulduğu dengenin kaynağını bilmeksizin koyar ardına günlerini. Oysa kazananı yoktur bu hayatın, amaç sadece "yolculuk" yapmaktır. Belki de göğüslenecek bir ip aramamaktır. 1968 Mexico City Olimpiyatları'nda maraton yarışına katılan ve kötü sakatlandığı halde yarışı bitiren Tanzanyalı atlet John Stephen Akhwari'nin dediği gibi; "Beni ülkem buraya yarışa başlayayım diye değil, yarışı bitireyim diye yolladı."

 

Şimdi bu hikayenin fotoğrafla ne ilgisi var diyebilirsiniz, ilk izlenimin bu olması doğal :) Oysa bu kez sayfamıza konuk ettiğimiz misafirimiz profesyonel bir sporcu idi gençlik yıllarında. Hala da camianın içinde hakemlik yapıyor. Eskişehir'de doğan ve 27 yıldır Antalya'da yaşayan Ayça Çakır'dan söz ediyoruz. Kendisi aynı zamanda serbest meslek sahibi. Küçük yaşlarda sporla uğraşmış ve spor camiası ona kısa mesafe atletizm dalında "rüzgarın kızı" demiş. Bekar olan Ayça Çakır, hala federasyonun hakemliğini yapıyor. ABD'de yaşayan bir de kızı var. Fotoğraf hakkında konuşurken "fotoğraf aşkı" uğruna tırmandığı tepelerde düşüp kaburgasını kırdığı halde nasıl yılmadan yürümeye devam ettiğini anlattı bize, bizim de John geldi aklımıza :) İlham alınacak müthiş hikayeler...